TAHMİS (BEŞLEME)
- Divan edebiyatı (klasik edebiyat) nazım biçimidir.
- Bir gazelin her iki dizesinin başına aynı ölçüde üç dize ekleyerek oluşturulan nazım biçimidir.
- Tahmis, genellikle başka bir şairin gazeline yapılırsa da, kendi gazellerinden tahmis oluşturan şairler de vardır.
- Başarılı bir tahmiste asıl beyit ile eklenen dizeler anlam bakımından kaynaşmış olmalıdır.
- Başa eklenen üçer mısra gazelin matlası ile aynı kafiyede olur. Diğer beyitlere eklenen üçer mısra ise o beyitlerin ilk mısraları ile kafiyelidir.
- Uyak düzeni şöyledir: aaaaa / bbbba / cccca / dddda / eeeea
Tahmis Örneği:
Hirâs-ı fitne saldun dehre ey bî-dâd n’eylersün
Kopardun yer yer âşûb-ı kıyâmet-zâd n’eylürsün
Perîşânlıklar etdün nev-be-nev icâd n’eylersün
Dağıtdun hâb-ı nâz-ı yârı ey feryâd n’eylersün
Edüb fitneyle dünyâyı harâb-âbâd n’eylersün
Vücûdun eylemiş hikmet-şinâs-ı âlem-i bâlâ
Aristâlis-i asr u nakd-ı vakt-ı bû alî sînâ
Benânun hall-i râz-ı müşkilât-ı nabz edüb hakka
Edersün gerçi her derde tabîbim bir devâ ammâ
Cünûn-ı ehl-i ışk olunca mâder-zâd n’eylersün (Naili – Bahayi’nin şiirine tahmis yapmıştır.)
TAŞTİR
- Divan edebiyatı (klasik edebiyat) nazım biçimidir.
- Tahmisin değişik bir biçimidir.
- Taştirde eklenen üç dize, beyitlerin iki dizesi arasına eklenir.
- Uyak düzeni: aaaaa / bbbba / cccca / dddda … şeklindedir.
- Edebiyatımızda XVIII. yüzyıldan sonra örnekleri görülen taştir çok az kullanılan bir şekildir.
Taştir Örneği:
BAKÎ’NİN GAZELİNE TAŞTİR
Ferman-ı aşk can iledir inkıyadımız
Pürdür hayâl-i yar ile her lahza yâdımız.
Mevkûfdur o mâha samîm-i fuâdımız
Âhir varınca haddine hestî-i şâdımız
Hükm-i kazâya zerre kadar yok inâdımız
Baş eğmeziz adâniye dünyâ-yı dûn içün
Ettik fedâ zevâhiri şevk-ı derûn içün
Sattık metâ-ı ömörü mey-i la’l-gûn içün
Nevbet çalınca rıhlet-i milk-i sükûn içün
Allah’adır tevekkülümüz i’timâdımız
………………..
Minnet Hudâ’ya devlet-i dünyâ fenâ bulur
El-hak gazelde neşve-i Bakî bekâ bulur
Ahlaf o nazma gûş tutarken safâ bulur
Taştîrimiz bu sayede az çok bahâ bulur
Bâki kalır sahîfe-i âlemde adımız (Yahya Kemal)